Lappajärvi çarpma kraterinde yürütülen araştırma, bu tür ortamlarda yaşamın ne zaman başlayabileceğine dair şimdiye kadar en kesin tarihi sunuyor. Linnaeus Üniversitesi’nden doktora adayı Jacob Gustafsson liderliğindeki ekip, sonuçları Nature Communications dergisinde paylaştı. Çalışmada mikroorganizmaların hidrotermal sistemde sülfat indirgeme yoluyla yaşamı kurdukları gösterildi; bu anaerobik solunum biçimi, oksijene bağlı olmayan bir enerji akışını işaret ediyor ve Dünya’nın sülfat-karbon döngüsünde önemli bir rol oynuyor.
İzotop analizleri ve radyoizotopik tarihlemenin birleşik kullanımıyla ekip, mikrobiyal sülfat indirgeme faaliyetlerinin tam olarak 73.6 ± 2.2 milyon yıl önce başladığını belirledi. O dönemde kraterin çevresindeki ortam sıcaklığı yaklaşık 47 ± 7.1°C civarındaydı. Bulgular, yaşamın çarpmanın ardından hidrotermal sistem soğuyup yaşanabilir hale geldiğinde ortaya çıktığını destekliyor. Ayrıca, çarpışmadan yaklaşık 10 milyon yıl sonra sıcaklık düştükçe mikrobiyal yaşamın sürdürülmeye devam ettiği sonucuna ulaşıldı. Krater içindeki boşluklarda çökelmiş minerallerdeki izotopik işaretler, bu uzun süreli biyolojik faaliyetin güçlü kanıtları olarak öne çıkıyor.
İlgi çekici bir yön olarak, bu bulgular yalnızca Dünya için değil, Mars gibi diğer gök cisimlerinde yaşamın oluşumu konusunda da önemli çıkarımlar sunuyor. Araştırmanın kıdemli yazarı Prof. Henrik Drake, “Bu, mikrobiyal yaşam ile meteor çarpması arasındaki doğrudan bağlantıyı jeokronolojik yöntemlerle kurduğumuz ilk örnek” şeklinde görüş belirtti. Batı Ontario Üniversitesi’nden Dr. Gordon Osinski ise çalışmayı “noktalı çizgilerin ilk kez birleştiği bir çalışma” olarak nitelendirdi ve geçmişte kraterlerde yaşam izlerinin bulunduğunu ancak başlangıç zamanlarının netleşemediğini ifade etti. Bu çalışma ile o soru da üstesinden gelindi.