Yüksek enflasyon koşulları altında asgari ücretin kaderiyle ilgili tartışmalar sürüyor. Temmuz ayında ara zam yapılmayan çalışanlar için yeni yılda da önemli bir artış olasılığı zayıf görünürken, ABD merkezli banka Morgan Stanley’nin gelecek yıl için öngörüleri dikkat çekici. Banka, yeni yılda asgari ücretin enflasyon hedefleriyle uyumlu olarak %20-25 bandında bir artış göstereceğini belirtti. Eğer bu senaryo gerçekleşirse, %20 zam ile net asgari ücretin 26 bin 524 lira civarında olması bekleniyor. %25’lik artış ise net ücreti 27 bin 630 liraya çıkarabilir.
Geçen yıl Aralık ayında da benzer bir öngörü paylaşan Morgan Stanley, bu dönemde %30-35 aralığında bir zam tahmin etmiş ve öngörüsü gerçekleşmişti. Ancak açlık sınırı ve yoksulluk sınırı konularında Merkez Bankası’nın hedeflediği enflasyon oranları tutturulamadığı için asgari ücretli için gerçek satın alma gücü sorunlu kalmaya devam ediyor.
Açlık Sınırı ve Yoksulluk Sınırı konusunda Türk-İş’in ağustos ayı verileri önemli gösterge oluşturuyor. 4 kişilik bir ailenin gıda harcamasını kapsayan açlık sınırı 27 bin 111 liraya ulaşırken, temel harcamalar için gereken yoksulluk sınırı ise 88 bin 310 liraya çıktı. Şubat 2026’ye kadar olan süreçte zamlı maaşların açlık sınırını aşması pek muhtemel görünmüyor; hatta %25’lik artış bile asgari ücretliye refah sunmuyor. Türkiye’nin satın alma gücü açısından durum ise euro bazında da düşüşte. 1 Ocak itibarıyla 601 Euro olan gücün, şu anda yaklaşık 456 Euro’ya indiğini gösteriyor.
Avrupa’daki konumumuz açısından bakıldığında Türkiye, Avrupa’da en düşük asgari ücretlere sahip ülkeler sıralamasında sondan dördüncü durumda yer alıyor. Bu durum, Ukrayna, Moldova ve Arnavutluk gibi ülkelerle karşılaştırıldığında bile geride olduğumuzu gösteriyor. Satın alma gücü açısından bakıldığında ise Türkiye için olumsuz bir tablo sürüyor; euro bazında asgari ücretli, 2024’ün başlarına göre daha farklı bir konumda fakat genel trend itibarıyla Avrupa ortalamasının altında kalıyor.