Türkiye’de prostat kanserinin, erkeklerde akciğer kanserinden sonra en sık görülen ikinci kanser türü olduğuna dikkat çekiliyor. Türkiye Sağlık Bakanlığı istatistiklerine göre 100 bin kişide yaklaşık 2–3 prostat kanseri vakasına rastlanabiliyor. Genetik yatkınlık, çevresel etmenler ve beslenme alışkanlıkları hastalığın gelişiminde önemli rol oynuyor; ailede prostat kanseri olan erkeklerin riskinin belirgin şekilde arttığı vurgulanıyor.
Birinci ve ikinci derece akrabalarında prostat kanseri olanlarda risk daha yüksek olduğundan, bu kişiler 40 yaşından itibaren yılda bir kez üroloji muayenesinin önemi belirtiliyor. Ağır metal ve kimyasal maruziyeti olan kişilerde de risk artışına işaret ediliyor. Son yıllarda hafif ve orta düzeyde egzersiz ile Akdeniz diyetinin kanserden korunmada faydalı olduğu ifade ediliyor.
YILDA 1 KEZ KONTROL GEREKLİ – Toplumda prostat kanseri farkındalığının yeterince yaygın olmadığına dikkat çekiliyor. Yetkili açıklamalar, yaş ilerledikçe prostat kanserinin belirti vermeden ilerleyebileceğini hatırlatarak, 45 yaş üstü erkeklerin yılda bir kez üroloji muayenesine yönlendiklerini belirtiyor. Özellikle düzenli kontrollere vurgu yapılıyor.
3 DELİKTEN KAPALI AMELİYAT – Erken evre prostat kanseri için cerrahi tedavinin en etkili yol olduğuna değiniliyor. İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde kapalı cerrahi yöntemler başarıyla uygulanıyor; bazı hastalara dünyada ilk kez, karın zarını açmadan sadece üç delikten gerçekleştirilen kapalı prostat cerrahisi uygulanabiliyor. Bu yaklaşım hakkında akademik makaleler ve uluslararası toplantılarda konuşmalar yapılıyor.
Hastaların tedavi sürecinde güvenli ve etkili sonuçlar elde edebilmesi için uygun adaylarda radikal prostatektomi uygulanıyor. Uluslararası platformlarda da pek çok kez farklı deneyimler paylaşılıyor ve yerli tedavi seçenekleri giderek çeşitleniyor.
EGZERSİZ VE BESLENMEYE DİKKAT – Prostat kanseri vakalarının ülkede giderek artması nedeniyle, 45 yaş üzeri vatandaşlara düzenli tarama ve PSA testiyle farkındalığın artırılması öneriliyor. Günlük yaşamlarına 30 dakika hafif egzersiz eklemek ve yağdan fakir, sebze ağırlıklı bir diyet benimsemek faydalı bulunuyor. Tedavi sürecinde ise konunun uzmanı hekimlere başvurmak önem taşıyor.