Yarımadanın oluşumu, Apoyeque ve Laguna Xiloa krater gölleriyle kendini gösterir. Uzaktan bakıldığında bu oluşumlar geniş bir manzaraya dönüşürken, yer şekillerine inildiğinde patlamaların kalıntıları ve renk farkları hala kendini hissettirir. Chiltepe Yarımadası, Managua Gölü kıyısında kuzeybatıya doğru uzanan bir levha gibi durur ve bu bölgeye özel bir coğrafya kazandırır.
NASA’nın Earth Observatory çalışmaları, bu yarımadanın çoğunlukla piroklastik kalkan patlamalarıyla oluştuğunu işaret eder. Bu süreç, ponza taşı gibi hafif malzemelerin püskürtülmesiyle şekillenen zemin yapılarını günümüze taşır. İki gölün konumu ve genişlikleri, krater ağzının farklı derinlik ve kenar eğimlerine sahip olduğunu gösterir. Laguna Xiloa, yaklaşık 2,4 kilometreye varan genişliğiyle daha geniş bir alana yayılırken, Apoyeque daha dar ve yuvarlak bir şekle sahiptir; her iki göl de renk olarak farklı tonlar sunsa da, görüntüyü iki farklı göz rengine benzeten bir görsel etkisi yaratır.
UYUYAN DEVLER… Smithsonian Küresel Volkanizma Programı verilerine göre her iki göl de teknik olarak aktif volkanlar kategorisinde yer alır, fakat binlerce yıldır büyük bir patlama olmamıştır. Laguna Xiloa’nın son patlaması yaklaşık 6.000 yıl önce olarak kayda geçerken, Apoyeque için bu süreç M.Ö. 50 yılına kadar uzanır. 2012’de Apoyeque’nin altında magma hareketliliğine bağlı olarak yaşanan küçük bir deprem dizisi, yakın bir patlama işareti olarak değerlendirilmemiştir. Bununla birlikte, bölgede bir sonraki volkanik yükseliş halinde sadece Managua değil, Bosques de Xiloa’daki sakinler de doğrudan etkilenebilir. Bu nedenle jeolojik dinamikler, hem uydu gözlemleriyle hem de yer seviyesindeki gelişmelerle dikkatle izlenmeye devam edilmelidir.